Ramazan ayıyla birlikte gıda fiyatları zamlandı. Tarım ürünlerindeki fiyat artışına kuraklık ve don olayları gerekçe gösterilirken, en büyük tartışma et ürünlerinde yaşandı. Dana kuşbaşının kilosu marketlerde 25-30 lira seviyesine geldi. Artışa gerekçe olarak; besici ve toptancıların et satışını yavaşlattıkları iddiası ortaya atıldı. Ancak onlar da yem ve hammadde fiyatlarınındaki artışı yansıttıklarını ifade etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2012 yılında büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre arttı. Artış oranları sırasıyla yüzde 12,3 ile yüzde 10,7 oldu. Artış 2013’te de devam etti. Büyükbaş hayvan sayısı 2012’ye göre yüzde 3,6, küçükbaş hayvan sayısı yüzde 7,6 arttı. 2014 başı itibariyle sığır sayısı 14 milyon 415 bin baş, koyun sayısı 29 milyon 284 bin baş, keçi sayısı ise 9 milyon 226 bin baş olarak gerçekleşti. Ancak bu artışlar et fiyatlarında istikrar için yeterli olmadı. Son yıllarda et fiyatlarına gelen zamlar başdöndürdü. Resmi verilere göre 2010 başında 21,50 lira civarında olan etin perakende kilosu 2014’e 26 liradan başladı. Mutfaklarda en çok kullanılan dana kuşbaşının kilosu halihazırda marketlerde ortalama 30 liradan satılıyor. Antrikot’un fiyatı 40-50, bonfileninki ise 60-70 lira arasında değişiyor.
Et fiyatındaki artışla ilgili Cihan’a değerlendirmelerde bulunan sektör temsilcileri başta yem ve akaryakıt olmak üzere öncelikle maliyet artışına dikkat çekti. Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Bülent Tunç, bu yüzden sadece son dönemde 1,5 liraya varan artış yaşandığı belirterek, ayrıca yaşanan kuraklığa da vurgu yaptı. Tunç’un market fiyatları ile ilgili yorumu şöyle: “Bu arz ve talep ile ilgili bir konu. Yani üretici tarafında 1-1,5 lira fiyat artışı vardır, bu marketlere 5-10 lira gibi yansımıştır. Dileyen ürünlere dilediği bedeli biçiyor. Bunu engelleme imkânımız yok. Burada önemli olan tüketicinin fiyatları araştırmaları, buna göre satın almalarıdır.”
Sektörün bir diğer temsilcisi Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR)’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, fiyatların 2013 yazından bu yana besi maliyetlerine bağlı olarak kademeli arttığını dile getirdi. Bılıkçı, “Besilik materyal, besiye başlangıç fiyatını artıran bir unsur. Besilik, kesimlik hayvan arzında da daralma oldu. Ancak şu anda besicinin kesime gelen hayvanını tutarak fiyat artırmayı talep etmesi, bu yönde yayılan söylentiler artışta en büyük etkendir. Kesecek hayvan buluyoruz ancak diledikleri fiyatı verirsek.” dedi. Fiyatlardaki artışın devam edeceğini düşünen Bılıkçı, ancak hayvan varlığında bolluk olması durumunda ortamın durulacağını vurguladı.
SÜTÜN LİTRESİ 2,5 LİRA
Süt fiyatında da en az et kadar artış yaşandı. Yine TÜİK’in verilerine göre 2013 yılında toplam süt üretimi 2012’ye göre yüzde 4,7 arttı. Geçen yıl toplam süt üretimi 18 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu miktarın yüzde 91,4’ünü inek sütü, yüzde 6’sını koyun sütü, yüzde 2,3’ünü keçi sütü ve yüzde 0,3’ünü ise manda sütü oluşturdu. Sütün perakende kilo fiyatı da 2013 yılı itibarı ile ortalama 2,35 TL idi. Bu fiyat, Ocak 2014 itibarı ile 2,50 liraya yükseldi. Süt üreticileri de fiyatlardaki artışı maliyetlere bağladı. Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği (ASÜD) Genel Sekreteri İsmail Mert, “Süt fiyatlarının geçen seneye göre artmasının en önemli nedeni kuraklık ve iklim dolayısıyla yem ile hammadde fiyatlarının artmasıdır. Çünkü yem giderleri, sütü meydana getiren giderlerin yüzde 70’ini teşkil etmektedir.” ifadelerini kullandı. Mert, şu an yem ve hammadde üretiminde net bir tablo olduğunu; kısa vadede süt fiyatlarını etkileyecek bir durumun bulunmadığını anlattı. Süt fiyatlarının sonbahara kadar durgun seyredeceğini söyledi.
Önde gelen süt üreticilerinden Yörsan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yörük ise süt üretiminde daralma yaşandığını vurguladı. Kasım 2013 ile Mart 2014 arasında çok hayvan kesildiğini belirterek, süt üretiminin de bu yüzden azaldığını kaydetti. Yörük, “Kesimlerin yanında havaların sıcaklığı da süt arzını aşağı çekti. Geçen seneye göre arzda eksilerdeyiz. Bunda tabii turizmin ve tüketimin artması da etken. Şu an süt bulma adına bir sıkıntı var.” dedi. Sıcak geçmesi beklenen Temmuz ve Ağustos aylarında arzda sorun yaşanacağını öngören Yörük, “Buna bağlı olarak Eylül ayında bir fiyat oynaması olabilir. Süt, Eylül sonrasında sene sonuna dek belli bir fiyatta gider ama belki ufak artışlar olur. Ama sonrasında fiyatların çokluğundan tüketici rahatsız olacaktır. Bunun ardından fiyatlarda bir geri gelme olabilir. Bu durum tüketicinin cebi ile orantılı. Yani 6-7 ay içinde yüzde 20 zam yaparsınız, tüketici tepki verir ve geri gelme olur. Bu tabii bir tahmin, ihtimal.” diye konuştu.